.

21 Temmuz 2013 Pazar

Prof. Dr. Nevzat Tarhan Dua ve İbadet üzerine yapılan bir söyleşisinde:


Bir şeylerden korkup annesine sığınan bebeğin rahatlamasını örnek göstererek; insanın da olay ve musibetler karşısında her şeyi bilen, gücü yeten, her şeyin kontrolü ...elinde olan bir güce inandığını hissetmesi halinde huzur ve güvenin verdiği içsel hoşluğu ve esenliği yaşayacağını belirtiyor. Duanın, insana yalnız olmadığını hissettirdiğini, ümidi ayakta tuttuğunu ve bir şeyler yapabilme konusunda ilk adımı oluşturduğunu söyleyen Tarhan, “Psikolojik bütünlüğü bozulan ve kontrol duygusunu kaybetme hissi ile şiddetli sıkıntı yaşayan insan eğer zihinsel bir sığınak oluşturabilirse kaygısını azaltabilmektedir.” diyor.

Dua ve ibadetin psikolojik faydaları kadar, fizyolojik etkilerine de dikkat çeken Tarhan, şöyle devam ediyor: “Duada vücut ısısı yükselir, ürperti hissi ile uyarılma yaşanır, algı gücü keskinleşir, bilinç düzeyi ve farkındalık artar. Harvardlı Dr. Herbert Benson, ‘Handbook of Religion and Health’ isimli kitabında, inanmanın hastalıklar üzerinde yüzde 60-90 iyileştirici etkisi olduğunu aktarmıştır. Bin ikiyüz kişi üzerinde yapılan araştırma ve diğer bir çok çalışma, ‘dindar insanların daha uzun ve sağlıklı yaşadığını’ gösteriyor. Benson bu kitabında “İbadetine düşkün ve düzenli dua eden insanlar daha seyrek hasta oluyor, hastanede kalma süresini dindarlık azaltıyor. Kalp ameliyatı sonrası ölüm riski, hiçbir dini aktivitesi olmayanlara göre 14 misli daha az oluyor.” tespitlerini yapmıştır. Dr. Benson, son 30 yılını duanın insan fizyolojisi üzerindeki etkilerine adamış bir araştırmacıdır. Dua halindeki insanların beyin MR görüntülemelerinde kompleks aktivitelerin gerçekleştiğini de rapor etmektedir.”

Tıp ile inancın hiçbir zaman uyuşamayacağı yönündeki inancın sarsıldığına dikkat çeken Tarhan, “Çünkü bugün manevi yaşantıların insan beyninde birtakım kimyasalları harekete geçirdiğini ve bu kimyasalların savunma sistemini harekete geçirerek hastalığın yenilmesine katkı sağladığını biliyoruz.” demektedir.
İnanç ve güvenin iyileşme beklentisini artırdığını dile getiren Tarhan, “İyileşme beklentisinin artması, beyindeki serotonin, noradrenalin, nöropeptid gibi ruh halini düzenleyen salgıları artırıyor. Bu salgılar da çeşitli yollarla savunma sistemini kuvvetlendiriyor. Böylece organizmamız kendi kendine yardım ve tamir işlevini başlatıyor.” diyor.

Duanın, hayatın akışında gerekli ve faydalı bir his olduğunu vurgulayan Tarhan, asıl kıymetli duanın ise insanın hasta ve muhtaç olmadığında yaptığı dua olduğunu belirtmektedir. Hasta ve muhtaç iken yapılan dua ve ibadet mum ışığı ise genç ve güçlü iken yapılan dua ve ibadetin güneş değerinde anlam taşıdığını kaydeden Tarhan, “Böyle bir insanın duası hayranlık ve saygı uyandırmalıdır. Çünkü bu kişi kulluk bilinci içindedir ve gelecek zorluklara da şimdiden manevi yatırım ve hazırlığını yapıyor demektir.” diyerek görüşlerini ifade etmektedir..

Dua Çemberi'nde Buluşalım,dan alındı.
 
Allah'a emanet olun.

 

Hiç yorum yok: