.

24 Şubat 2012 Cuma

Gül gibi tebessüm :)

Güzel ahlaklı bir adam yaşardı bir ülkede bir zamanlar.Kötülere de iyi davranır,
onlar hakkında iyi konuşurdu.

Öldükten sonra biri rüyasında gördü adamı.

'Ölümünden sonra neler geldi başına?' diye sordu.

Adam gül gibi tebessüm ederek; 'hayatımda başkalarına nasıl davrandıysam, bana da öyle davranıldı dedi.
Alıntı

14 Şubat 2012 Salı

ÜSTÜN DÖKMEN'İN BİR YORUMU:

"...çocuğumuz düşüp kafasını masaya çarpınca biz hemen masayi döveriz,
"he masa ehhhh sen niye orada duruyorsun" diye. Çocuk masa orada durmasa kafasini carpmayacağını
sanır ve büyüdükçe yaptiği her hatayi yükleyecek birini veya bir seyi
mutlaka bulur."
Malum...
Mesela, bizim Balkan harbinden kalma, dandik vagonlara 160 Kilometre hız
yaptırdılar.
Ilk virajda sizlere ömür...Kimin üstüne kaldı?
Makinistin.

Mersin'de bayrağımız yakıldı,yırtıldı. Askere taş attılar, panzere
molotof...Memleket ayağa kalktı.
Kimin yüzündenmiş?.........

Iki veled...

Gelene geçene ayran tost falan satan, kendi halinde sakin bir kasabaydı,
Susurluk...
Içişleri Bakanlığı, MIT, Jitem, generaller, özel tim polisleri,
kumarhaneciler, bakanlar, milletvekilleri, işadamları...
Bin kişi falan yargılandı. Her şey kimin başının altından çıkmış?
Yeşil'in.

Deprem oldu...
7 vilayette 50 bin kişi öldü. Binlerce bina yıkıldı, on binleri ağır
hasarlı. Hepsinin sorumlusu olarak kimi
kulağından tutup hapse tıktık?
Veli Göçer'i.

Edirne'de bebeler şakır şakır öldü...Hiç utanmadan bisküvi kolilerine
koyup, gömdüler.
"Araştırdık, ihmal yok" dediler.
Peki neden öldü bu yavrular?

Klima'dan...
Dikkat isterim, klimacı bile değil, klima.

Rakıdan öldük. O gün ile bu gün arasında ne değişti?......
Kapağın rengi...

Sanal "sorumlumuz" bile var...
Yollarda her gün 20 insanımız heba oluyor.
Trafik Canavarı'ndan...

Dolar patlarsa?
Enflasyon Canavarı'ndan...

Hatta "sorumlu olmayan sorumlumuz" da var...
Milli takım oynayıp yeniliyor.
Suçlusu kim?
Takıma alınmayan Hakan...

Domatesleri Ruslara kakalayamıyoruz...
Sinekten...

Deli dana geliyor.
Inekten...

Millet hormonlu diye tavuk yemiyor.
Erman Toroğlu'ndan.

Evleri su basıyor.
Yağmurdan.

Ormanlar yanıyor.
Sigaradan.

Gemi batıyor.
Dalgadan.

Iyi de kardeşim, uçak neden düşüyor?
Rahmetli pilottan...

Peki bu şartlarda hayatta kalmayı nasıl başarıyoruz?
Allah'tan..

--------------------------------------------------------------------------------

13 Şubat 2012 Pazartesi

UZAKLAŞTIK :)

Temel ile Dursun bir gün ava gitmişler. İri bir geyik avlayıp geri dönerlerken çok ağır olan geyiği birer boynuzundan beraberce tutarak köylerine doğru yola koyulmuşlar. :) Köye beşyüz metre kala köyün yaşlılarından biri ile karşılaşmışlar. Adam geyiği görüp Temel ile Dursun'u tebrik ettikten sonra geyiği böyle taşımaları halinde etinin sertleşeceğini söyleyerek :) kuyruğundan çekerek taşımalarını önermiş. :)Temel ile Dursun da kuyruğundan çekerek taşımaya başlamışlar.:) Bir süre sonra çok yorulmuşlar ve Dursun Temel'e dönüp : "Ula Temel biz yine eskisi gibi taşısak iyi olur. :)Baksana köyden epeyce uzaklaştık..." :)
Hayırlı günler.

9 Şubat 2012 Perşembe

Terkedilmiş evler.

Terkedilmiş evler vardır her şehirde, her kasabada, hatta köylerde.:(

Yapayalnız, ürkütücü, bir o kadar da hüzün verici görüntüleri olan harap evler...

Kirli, kırık dökük camları, kapıları, pencereleri, aşınmış sıvaları, eğer varsa acınası bahçeleri ile insanın içini sızlatan bir halleri vardır.

Tıpkı yarı aç yarı tok sokaklarda ömür tüketen, kimsesiz, hasta, alkolik ya da evsiz insanlar kadar hüzün vericidir . insansız evler.Kaderleri aynıdır; sahip çıkanları yoktur. Pek çok güzelliği, yaşanmışlığı, anıyı taşıyor olmaları hiç bir şey ifade etmez şimdiki durumda. İşleri bitmiş, devirleri tamamlanmıştır. Enkaz olarak gözler önünde olmaları da sadece yürekleri sızlatır ama hemen hiç birinin kurtuluşu, eski güzel günlerine dönüşü olası değildir.:(

Onlardan birini gördüğüm zaman çok hüzünlenir, ''kim bilir kimler yaşadı bu evde?'' diye düşünürüm. Film kareleri canlanır gözümde. Kim bilir, ne sevinçler ve ne acılar yaşandı? Ne aşklar, ne terkedilişler, ne kavuşmalar geldi geçti.


Alıntı